~Şafak Vakti ~
Bella ve Edward evlenirler ama balayları bellanın hamile olduğunu farketmesiyle yarıda kesilir.Bellanın hamileliği hızlı ilerlemektedir ve bu da onu gücsüz yapmaktadır. Bella nın hayatını kurtarmak için Edward ın fetüsün çıkarılması gerektiği ile ilgili ısrarına rağmen Bella gittikçe daha da çok sevdiği bebeğini yerinde tutmaya kararlıdır. Sonra , Bella kızları Renesmee'yi dünyaya getirip ölmek üzereyken Edward ona zehrini enjekte edip vampire dönüstürür. İsmi Irına olan bir vampir Renesmee'yi görür ve onun 'ölümsüz cocuk' olması hakkındaki yanlısları ve vampir kurallarını ihlal eden yasamını görür onu Volturi'ye haber verir.Cullen'lar cocuğun ölümsüz cocuklardan olmadığını doğrulamak icin tanıklar toplarlar. Ve Volturi'yi Renesmee'ninVampirlere ve onların sırlarına karsı tehlike olusmayacağına dair onları ikna ederler ama huzurları kacmıstır.
*GECE YARISI GÜNEŞİ*
Bir vampir.. Bir insana aşık oldu.. Yapmaması gereken şeyler yaptı.. Bu defa Twilight kitabındaki yani ilk kitap Alacakaranlık'taki herşey Edward'ın ağzından anlatılıyor...Onun için hayat..Sandığınızdan daha zordu...
Bilindiği üzere bu kitap Edward’ın gözünden. Edward hep kendisinin ‘karanlıkta olduğunu’ düşünüyordu, yani hayatı hiç daha iyiye gitmedi. Şöyle de diyebiliriz ki sürekli geceyarısı olan bir ortamda yaşadı. Ama Bella hayatına girdiğinde, her şeye rağmen dünyasında bir ışık olduğunu farketti. Çünkü, Edward’ın 2. kitapta Bella’yla konuşurken de belirttiği gibi, bella onun için bir tür güneş olmuştu.
Aslında bu kitabı anlatmak için direkt bir alıntı kullanabiliriz.:
“Senden önce, Bella, hayatım ay olmayan bir gece gibiydi. Çok karanlıktı ama yıldızlar vardı – ışığı, nedeni işaret eden.. ve sonra sen bir meteor gibi gökyüzüme girdin. Birdenbire her şey yanıyordu; parlaklık vardı, güzellik vardı. Ve sen gittiğinde, meteor ufukta kaybolduğunda, her şey simsiyah oldu. Hiçbir şey değişmemişti, ama benim gözlerim ışıktan kör olmuştu. Yıldızları göremiyordum artık. Ve hiçbir şey için bir neden kalmamıştı.” ~Edward Cullen