***ALACAKARANLIK BÖLÜMÜ***
Annesi Renee ile Phoenix’te yaşayan Isabella Maria
Swan (Kristen Stewart) Lise 2. sınıfta okuyan 17 yaşında bir genç kızdır.Kendisi Bella şeklinde hitab edilmesini tercih etmektedir.
Annesinin yeni hayat arkadaşıyla daha mutlu bir yaşam sürmesi için kendi yaşantısını değiştirmeye karar verir ve Washington’un Forks kasabasının Şerifi olan babası Charli’nin (Billy Burke) yanına taşınır.
Buranın soğuk,yağışlı ve kasvetli havasından her ne kadar nefret etsede bu kararının annesi Renee için daha iyi olduğuna inanmaktadır.Çünkü Renee’nin eşi Phil Bezbol oyuncusudur ve sürekli seyahat etmektedir.Bella’da annesini bu konuda engellediğini düşünür.Ve Forkstaki yeni hayatına başlar.
Babası kızına hediye olarak eski model turuncu renkte bir Chevrolet hediye eder.Bu arabayı çok yakın dostu olan Billy Black’tan almıştır.
Okulun ilk günü bakışların üzerinde olmasından dolayı Bella çok Rahatsız olmuştur.Dikkat çekmek ve ilgi odağı olmak onun isteyeceği son şeydir çünkü.Ama onunda dikkatini çeken bir şey olmuştur.Cullen’ler denen bir aile.
5 genç üyeden oluşan bu guruptaki herkes anemiye yakalanmış derecede beyaz tenlidir. Hepsi çok zarif ,alımlı ve hayranlık uyandırıcı davranışlara sahiptir.Okuldaki diğer herkes gibi bu durumları Bella’yı da etkilemiştir. Jassicadan bu gurubun Dr. Charlisle Cullen ve eşi Esme tarafından evlat edinilmiş çocuklar olduğunu öğrenir.Evlat edinilmiş olmalarına karşın aralarındaki benzerlik şaşırtıcı derecededir.Ama içlerinden biri vardır ki işte o Bella’yı adeta büyülemiştir.Bronz saçları,uzun boyu ,etkileyici bakışları,hafif kaslı vücudu ve insanları kendine hayran bırakan çarpık gülümsemesiyle Edward Anthony Masen Cullen’den (Robert Pattinson) başkası değildir bu..
Bella sıradaki dersi olan biyoloji için biyoloji sınıfına gider. Oda oradadır. Edward Cullen.Ve sınıftaki tek boş yerde onun yanıdır.Çekinerek gidip Edward’ın yanına oturur.Ama çocuğun bakışlarında ve davranışlarında Bella’ya tuhaf gelen bir şeyler vardır.Hatta bakışları korkutucudur.Sandalyesini sıranın olabildiğince diğer tarafına çekmiş,bir elini bağcının üzerinde yumruk ,yapmış diğer eliyle de sıranın kenarını kavramıştır.Ders bitiş zili çalar çalmazda hızla yerinden kalkıp sınıftan çıkmıştır.Bu tutumu Bella’nın sinirini bozmuştur.Hiç tanımadığı birinin kendisine bu şekilde davranmasına anlam veremez.
Sonra ki günlerde de Edward Cullen okula gelmez.Bu durum Bella’nın daha da canını sıkar.Kendinden kaynaklandığını düşünür.Ama bu çok saçmadır.Edward Cullen’e hiç bir şey yapmamıştır.
Okul başlayalı tam 1 hafta olmuştur .Yine pazartesidir ve biyoloji dersi vardır.Okula gittiğinde yine her şey olağandır.Sadece havanın biraz daha soğumuş olduğunu hisseder.
Ders çıkışı havada uçuşan beyaz şeyleri görür ve bunun kar olduğunu anlar.Daha önce televizyon haricinde hiç kar görmemiştir.Kar demek daha fazla soğuk demektir Bella için ve bu durumdan memnun olmaz.
Dersler bitmiş öğle arası zamanı gelmiştir.Kafeteryaya girdiğinde gözlerine inanamaz. Cullenler masada 5 kişidirler.Edward Cullen okula gelmiştir.
Biyoloji dersi geldiğinde Edwad Cullen sınıfta yoktur.Bella geçip yerine oturur.Dersin başlamasına çok az kala yanında bir hareketlilik hisseder.Edward derse girmiştir ve şaşırtıcı bir şey olur..Edward Cullen Bella ile konuşur ve ona Bella olarak hitab eder.Bu durum Bella’yı şaşırtır.Bunu nerden bilmiştir?Ona kendini tanıtır.Konuşma esnasında Bela’lnın dikkatini çeken bir şey olur.Edward Cullen’in göz rengi.Daha önce gözlerinin siyah olduğuna yemin edecekken şimdi ona koyu sarı gözlerle bakmaktadır.Konuşmanın devamında Edward Bella’nın Forksa neden geldiğini sorgular..
Sabah Bella uyandığında her yer bembeyazdır.Gece kar yağmış ve yerler buz tutmuştur. Soğuğu sevmeyen kızımız tabi ki bu durumdan memnun olmaz.Zaten biraz sakar ve bela çekici biri olarak bu tip olaylar onun için tehlike arz etmektedir.Hazırlanıp okula gider.
Arabayı park edip kamyonetinin arkasına geçer. Birden gittikçe yükselen tiz bir ses duyar..Etrafına bakınır.Edward Cullen ondan 4 araba ileride durmuş diğerleri gibi dehşet dolu gözlerle ona bakıyordur.Koyu mavi bir minibüsün frene basmaktan tekerlekleri kitlenmiş durumdadır ve Bella’nın kamyonetine doğru hızla gitmektedir.
Bella’nın minibüsle kamyoneti arasında kalmasına ramak kalmışken bir şey onu kurtarır.
Gözlerini açıp baktığında karşısında Edward Cullen’i Ve minibüsün sağ tarafında oluşmuş derin çukuru görür.
Şoktadır.Bu nasıl mümkün olmuştur?Ondan 4 araç kadar ilerideyken saniyelik bir zaman diliminde yanına gelip onu kurtarmış olması bir insan için mümkün olmayan bir davranıştır.
İlerleyen günlerde Bella bu işin peşini bırakmaz.Edward’dan sürekli bunun nasıl olduğunu anlatmasını iste.Edward her seferinde konuyu kapatmaya çalışır ama Bella vazgeçmez.
Okulda La Phus gezisi düzenlenir.Bella da bu geziye katılır ama Cullen’ler geziye gitmezler.La Push sahilinde Billy Black’ın oğlu Jacob Black (Taylor Loutner) ile karşılaşır.Oturup sohbet ederler ve konu Cullenlere gelir.
Jacob Cullenlerin buraya geçmesinin yasak olduğunu söyler ve Bella’ya Qulleute kabilesine ait bir efsaneyle durumu anlatır..”Onlar soğuk olanlardır” der..
Bella bu konuyu ne kadar düşünmemeye çalışsada daha fazla dayanamaz ve internetten bu konuyu araştırır.internette vampirler hakkında bazı özellikler bulur.Soluk ten ,hız, güç, güzellik, renk değiştiren gözler..Edward’ın bir vampir olması durumunda ne yapacağını düşünür.Ondan uzak mı duracaktır?bu seçenek Bella’nın canının yanmasına sebep olur.
Bella hafta sonu Port Angelas’a gider.Kızlara baloda giymek için elbise almalarında eşlik edecektir.Kendi herkese baloya gitmeyeceğini o hafta sonu başka bir işinin olduğunu söyler.Bir kaç kitap almaya karar verir ve kızların yanından ayrılıp bir kitapçıya girer.Kitapların arasında zamanın nasıl geçtiğini anlamaz.Hava kararmıştır.hızlı adımlarla kızlarla buluşmak için sözleştiği lokantanın yolunu tutar.Ama peşine serseriler takılır. Onlardan kaçmaya çalışırken çıkmaz sokaklara girekr.Adamlar Bella’ya saldıracakken gümüş Volvo görünür.Bu durum Bella’yı çok şaşırtır.Orada olduğunu nerden bildiğini sorar ve Edwar da ona düşünceleri okuduğunu itiraf eder.Şimdi olaylar daha da garipleşmiştir.Hangi normal insan düşünceleri okuyabilir?Bu sorular beynini kemirirken Bella artık içinde taşıdığı şüpheyi daha fazla dizginleyemez.Ne olursa olsun gerçeği öğrenmelidir.
Sonunda dayanamaz ve Edward’a gidip onu ne olduğunu bildiğini söyler.
”Sen vampirsin”der
Edward aslında 17 yaşında görünen 108 yaşında bir vampirdir ve şimdiye kadar aşkı hiç tatmamıştır..Tabi ki diğer aile bireyleri de onun gibi vampirdirler..
Aralarında bir yakınlaşma doğar.İki farklı tür olmalarına karşın ne yaparlarsa yapsınlar birbirlerinden uzak duramaz hale gelmişlerdir.Artık ortada ne sır nede saklanacak bir şey vardır.Her şey şeffaflaşmıştır
Ve aslan kuzuya aşık olmuştur..Kuzu zaten aşıktır..
Filmin sonrasında göçebe bir vampir gurubu Forsa gelir ve bir takım cinayetler işlenir.Cullen ailesi bu cinayetlerin asıl sebebinin farkındadır.Edward bu durumdan çok rahatsızdır.Çünkü Bella’nın onu bile baştan çıkartan kışkırıtıcı bir kokusu vardır.Nitekim Edward’ın korktuğu başına gelir ve gurubun lideri olan takıntılı takipçi vampirimiz James Bella’nın peşine düşer..
Bakalım ailemiz Bella’yı James’ten koruya bilecek mi?
Edward tam 1 asırdır beklediği aşkını,hayatını ona adadığı insanı kurtarabilcek mi?